Bin dokuz yüzlü yıllarda geldim
dünyaya ve henüz gencim. Dünyaya geldiğim semt hakkında pekte iyi espriler
yapılmamakla birlikte yinede İstanbul’un bir köşesinde doğduğum için mutluyum.
Bu şehri böylesi efsunkar kılan nedir bende hala bilmiyorum. Her neyse. İlk ve
orta öğretim hayatımı tamamlamış ve yüksek öğretimim ise hala tamamlamaya
çalışan biri olarak devam ediyorum yaşamaya. Ortalama bir zeka seviyesine
sahibim. Yazmak macerasıyla tanıştığımda henüz beş yaşındaydım ve ilk olarak ‘baba’
yazmayı öğrendim. İlk çizdiğim resimde ise annem yer alıyordu. Evet yazmak
dışında çizmekten de hoşlanırım. Ders notlarının ve fotokopi kağıtlarının
boşluklarına gözlüklü ve gülen adam resimleri çizmeye bayılırım. Fakat yazmak
daha başkadır benim için. En içten yazdıklarımı genelde otobüs ve hastane koridorlarında
yazarım. Minibüs ve parklarda, okulda ve otlak alanlarda yazarken de iyi
hissederim. Evde de yazıyorum. Deftere de yazmaktan hoşlanırım. Yıllardır yazıyorum
fakat bir
